18 Kasım 2013 Pazartesi

Meraklı Miniğimin Ev Maceraları

Ilk Montessori ile ilgili eğitime katıldığımda T. sanırım 10 aylıktı. KKBÇE'de Hilal Hanım'ın seminemine gitmiş ve resmen Montessori ile tanışmıştım.

Montessori'nin felsefesi 'Help Me To Do It Myself'/ 'Kendi Kendime Yapamama Yardım Et' ile hayatımıza girdi.

Ona hep nasıl yapılacağını ve nasıl güvenli yapılacağını anlattık ve gösterdik. Makasın kesici kısmını ya ayrı bir kapta ya da avucunda taşıması gerektiğini söyledik.  O da anlattıgımız şekilde hep avucunda taşıyor.

Evim içinde bir meraklı minik dolaşmaya başladığında ve biz ona hep yardımcı olmaya çalıştık. Pek çok uzman çocuğun göz göre göre kendini asla tehlikeye atmaz görüşüyle tehlikeli bölgeleri korumaya aldık ve ona anlattık. Akabinde kademeli olarak evi kullanımına açtık. Başlarda tv ünitesi vb. tehlike arz eden bölgelerden uzak tutmak için çocuk çiti kullandık. Çitin kendi alanını hiç kullanmadık parçalı olarak kullandığımızdan salonun büyük kısmı T.'ye aitti.

T. babası ile tamir işlerine başladığında 14-15 aylıktı. Portatif merdivene babasının ardı sıra çıkarken onu engellemek yerine arkasında durduk. 18 aylıkken gerçek çekiç ile çivi çakmaya çalışıyor, rende ile salatalık rendeliyordu. Bunları hep bizim kontrolümüzde ve kendi yaptı. 

Şimdi 28 aylık oğlumla kek ve kurabiye yapmanın keyfine varıyorum. Ben malzemeleri ona veriyorum o ekliyor. Elek ile un eleyip. mikser ile yumurtaları çırpıyor.  Kendini aşan yerlerde 'anneee sen yappp' diye benim yapmamı istiyor. Mesela keki kalıba kendi değilde benim dökmemi istiyor.

Her gün yeni bir heyecan ve yeni meraklarla bize 'günaydın' diyor (:

Sevgiler,

TT




12 Kasım 2013 Salı

Veee Havuclu Kek ile karsinizdayimmmmmm


Bu tarif tamamen kendi uydurdugum tariftir. 2000'lerin basinda annemin pasta keki hamuruna havuc, portakal, tarcin, elma, incir elimin altinda ne varsa koyarak dogaclama yapmistim. Bu kekte yag yok o yuzden ilk denemelerimde bir miktar kuru ve yavan oluyordu ama zaman icinde harika bir tarif oldu. Ana malzemeler artik havuc, portakal suyu, havuc, tarcin ve ceviz.

        Malzeme Listesi

  • 2 adet orta boy havuc
  • 4 adet yumurta
  • 1 adet portakal suyu
  • 1 adet portakalin kabugu rendesi 
  • 1 su bardagi seker
  • 1/2 su bardagi ceviz iri 
  • 2 su bardagi un
  • 1 tatli kasigi tarcin
  • 1 paket kabartma tozu
      Kekin Yapimi: 
4 adet yumurta ve 1 su bardagi seker derin bir kasede tepecikler olusana kadar cirpilir. Un, tarcin, kabartma tozu ayri bir kapta harmanlanir. Havuc rendelenir. Sekerli yumurta karisimina havuc rendesi, portakal suyu, ceviz, portakal kabugu rendesi ve toz karisim ilave edilir. Mikser ile dusuk hizla homojen bir karisim olana kadar cirpinir. Bu islemi cok uzun sure ve yuksek devirde yapmamak lazim. Tereyag ile yagladiginiz kaliba keki dokulur 175 0C'de yaklasik 45 dk. pisilir ve pisincede afiyet ile yenir.

notlar: pisme derecesini ortasina kurdan vs batirarak kontrol edin, firindan cikan keki hemen kaliptan cikartmayip biraz ferahlamasini bekleyin ancak kalipta birakmayin kek uzun sure kalipta kalirsa nemden yumusayabilir. 

Kış için Domates Konservesi

Ailemizin 3.Tsinden sonra salça kullanmaz olduk. Domatesleri yazdan konserve yapıp kışın salça, sos niyetine tüketiyoruz.

Geçen sene acemiliğime geldi kışın ortasında domatessiz kaldık. Bu sene hesapladım yaklaşık 30 kg yani 30 kavanoz domatese ihtiyacım var. Domates almakta çok geç kalınca yine imdadıma Nadire Hanımlar (Feneryolu Sabit Pazar'da Mis Organik'in dünya tatlısı sahibesi) yetişti. Feriköy pazarından 20 kg çanakkale domatesi getirdiler ki bu domatesler nasıl lezzetli ve güzellerdi. 

Ilk etapta 20 kg domates ile 14 kavanoz domates konservesi yaptım.

Konservenin yapımı; Domatesler iyice yıkanır, kabukları soyulup 4 parcaya ayrılıp tencereye konur. Kabuklarını soymanın kolay yolu sıcak suya domatesı atıp cıkartmak kabuk hemen soyuluyor. Tencere dolunca az ateşte karıştırılarak hafıf pişirilir. El blenderi ile sos haline getirilir. yaklaşık 10 dakika kaynatılır indirmeye yakın tuzu atılır ve 1 çay bardağı zeytinyağ ilave edilip 1 taşım kaynatılır. 

Cam kavanozlar yıkanır, bir tencerede su kaynatılır ve kanavozlar bu kaynar sudan geçirilir. Ayrıca mutlaka yeni kanavoz kapağı kullanılmalıdır ve bu kapaklarda kaynatılmalıdır.

Domatesler sıcak sıcak kavanozlara konur, sıkıca kapakları kapatılıp soğuk bir zemine ters çevrilir. Bu şekilde iyice soğuyana kadar beklenir. Bu esnada hava alan olursa sızıntı yaparak kendini belli edecektir. 

2. etap domatesler sivri (yamuk, yumurta ya da bursa domatesi) domatesler ile yaptım. Bu domatesler daha etli ve az sulu olduğundan tam sos ya da salçalık. 20 kg domatesten 17 büyük kavanoz domates yaptım.




Bu domatesleri salça koyduğumuz her yemekte kullanmaya başladık bile umarım hesaplarım tam çıkar ve yeni domates sezonuna kadar idare ederiz.

Sevgiler,

TT



Anneeeee Ben Tarhana Yaptımmmm ((:

Bu sene kış hazırlıklarımda biraz geç kaldım ama yetiştirdim.  Tarhana yapmayı kafaya koymuştum, kendime uygun bir tarif ararken candan dost Özgü ile karşılaştık ve tarhana yaptığını tadının harika olduğunu soyleyince hemen tarifi ve püf noktalarını alıp işe koyuldum ((:

En önemli malzemeler yoğurt  - 'Aysun The Sutcu' den gelen sütler ile ev yapımı yoğurt-, domates ve kapya biber -Mis Organikten- temin edildi.  Bu malzemelere ilave kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, soğan, sarımsak, yeşil biber ve baharatlar da koydum.

Öncelikle tarhana yapacaksanız büyük bir kap mutlaka temin edin mayalanırken hacmi 2-2,5 katına kadar çıkabiliyor. Bunu hesap etmediğimden baya zorladım, sonunda evde bunu buldum 30 L'lik saklama kabını kullandım. Keşke bakır bir kabım olsaydı ):

Malzemeler ve Miktarları


* 2 kg Domates (tercihen sivri domates -Bursa Domates-)
* 2 kg Kapya Biber
* 1,5 kg Yoğurt (tercihen süzme yoğurt)
* 1 kg Kuru Soğan
* 2 baş Sarımsak  (tercihen Taşköprü)
* 1/2 kg Yeşil Biber
* 1 su bardağı Kuru Fasulye
* 1 su bardağı Nohut
* 1 su bardağı Kırmızı Mercimek
* 1 su bardağı Yeşil Mercimek
* 1 adet Yaş Maya
* Aldığı kadar Un 


Tarhana yapmaya başlamadan bir gece önce kuru fasulye ve nohutu suda bekletin ve ertesi gün ayrı ayrı haşlayın az su ile haşlar ve suyunu çektirirseniz, bakliyatın yararlı suyunun da atmamış olursunuz. Aynı şekilde yeşil ve kırmızı mercimeği de haşlayın ve kesiciden geçirin.

Domatesleri, biberleri, soğan ve sarımsağı da kesiciden geçirip tarhanayı yapacağınız kaba alın.



Yogurt, tuz, bol kuru nane, kekik, biraz acı kırmızı biber, dereotu (ince kıyım) konur karıştırılır. yas maya ılık suda çözdürülüp eklenir. Un yavaş yavaş bu karışıma eklenir. Ben 2 kg tam tahıl unu ve 500 gr kadar buğday ruşeymi de ilave ettim ve aldığı kadar un ile cıvık bir poaça hamuru elde edin. Eğer 5 kg un koyupta hala un istiyorsa fazla un koymayın unsu tadabilir. 

Büyükçe bir kapta karışım mayalanmaya bırakılır, üstünü temiz bir kumaş örtü ile örtün ve kabardıkça karıştırın. 10 gün boyunca mayalanmaya bırakın ve ilk günler koku biraz rahatsız edici olabilir ve hamur çok hızlı ve çok kabaracaktır, sonralara doğru koku tarhana kokusuna dönüpö kabarma azalacak hatta 10 günün sonunda hamur kabartmamaya başlayacak. 



Hamuru temiz bir örtü (çarşaf gibi) üzerine bezeler halinde alın ve yayın ne kadar ince yayabilirseniz o kadar hızlı kurutursunuz. Güneşten koruyarak kurutmaya başlayın, 2. gun elinizle ya da kesiciden geçirerek ufalayın ve kurutmaya böyle devam edin. Ben İstanbul'un Ekim güneşinde yaklaşık 1 haftada kuruttum. bu kurutma sırasında gelıp gıdıp karıştırarak kurutmayı hızlandırıp topaklaşmayı engelleyebilirsiniz.




Ve muhteşem lezzeti tarhamız oldu ((:

Tarhana yaptım, kışlık domatesleri hazırladım. ben ciddi ciddi anne oldum ((:

Sevgiler,

TT

Not: Fırında da kurutabilirsiniz, onu da yaptım tek farkı fırınlanan tarhananın rengi biraz koyu oldu lezzeti yine aynı şekilde harika oldu.

Not 2: Annemin tarhana yapmışlığı yoktur ben yaptım ama eheheeh

28 Haziran 2013 Cuma

Yüzme Havuzu Dezenfeksiyonunda Ozonlama




Su dezenfeksiyonunda en etkili dezenfeksiyon yöntemi ozonlama yüzme havuzu suyu ıslahında önemli yer tutar.

Ozon, oksijen molekülünün iki oksijen atomuna parçalanmasına dayanır. Kararsız oksijen atomu oksijen molekülü ile reaksiyona girerek ozon molekülü oluşur. Bu olay yüksek elektrik arkında  meydana gelir.

Su dezenfeksiyonunda kullanılan klorlu bileşiklerinin trihalomethane (THM) oluşumuna neden olmaktadır. THM’lerin kansere neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ozonlama yöntemi su dezenfeksiyonda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ozon, sudaki kirliklerle reaksiyonunda kirilikleri parçalar ve ardında kalıntı bırakmayıp oksijene dönüşür. Ozon bakteriler özellikle virüsler üzerinde etkilidir. Ozon, klordan daha etkilidir ve çok daha güçlü bir şekilde havuzumuzdaki zararlı mikroorganizmaları yok eder ve tekrar oksijene dönüşür.

Ozon bakterilerin hücre duvarını parçalayarak öldürür. Çok kuvvetli bir dezenfektan olmasına rağmen ozon suda çok uzun süre kalmaz. Tek başına büyük sosyal tesis havuzlarında kullanılamaz klor ozona destek olarak kullanılacaktır. Etkili ve süreli dezenfeksiyon için ozon bakteri, virus, istenmeyen tat ve kokuyu yok edecek suyu dezenfekte eder, klor bazlı kimyasal havuz içinde anlık oluşacak kirliliklere karşı suya dozajlanır.

Ozonlama sistemlerinde havuz için uygun sistem ve cihazların seçilmelidir. Ülkemizde pekçok yüzme havuzunda ozonlama cihazları bulunmaktadır. Ancak bu sistemlerin pek çoğu doğru dizayn ve doğru cihaz seçimi yapılmadığından atıl olarak durumda olup ozonun sadece adı bulunmaktadır.

Ülkemizde bu ozon jenatörleri seçilirken cihazlar havuzların fiziki şartları, kullanım oranları, kullanıcı profili ve alanları dikkate alınmadan sadece havuz hacmi ile seçilmekte ve genellikle ikincil dezenfektan olarak görülmektedir. Ozon sistemindeki projelendirilirken kullanıcı yükü ve havuzun kullanım amacı (spor tesisi, sporcu havuz, üyelikli sistem, sosyal tesis vs.), sirkülasyon debisine göre dizayn edilmelidir. Ozon biçil dezenfektan olduğu durumlarda klor oranı düşük tutulabilir. Klor kullanımı oranı düşük değil klor oranı düşük tutulabilir. Zira havuzda 0,3- 0,6 ppm klor olması gerekiyorsa bu değerin sağlanması için gerekli miktarda klor dozajlanmalıdır.

Açık havuzlarda ozon sistemleri özellikle İstanbul şartlarında kısa sezonda (yaz sezonu yaklaşık 90 gündür.) yüksek maliyetler ve ozonun güneş karşısındaki dirençsizliğinden ötürü efektif bir sistem değildir. Ancak kapalı havuzlarda özellikle tercih edilmesi gereken güvenilir sistemdir.

6 Nisan 2013 Cumartesi

Kastane Bali Mucizemmm

Anne olduktan sonra dogal yontemlere olan ilgim daha da artti. Bu hem ogluma ilac vermek istememem hem de benim emziriyor olmam ilac alternatiflerini arastirmaya itti. 'Hastaliklarda ilac yerine neler kullanabilirim?' diye arastiriken, sosyal medyada uye oldugum gruplardaki pek cok yontemi not ettim. Ihtiyac hissettikce uyguluyorum.

Kestane baliyla iste bu gruplardan birinde tanistim. Ilk okudugumda 'Bal mi?' biraz garip ve yapiskan bir hal gozumun onunde canladi.  Sonra isyerinde bir arkadasin babasi vasitasiyla Bursa'dan kastane bali getirtdim. Bal biraz agir ve aromali olmasina ragmen biz normal bal gibi tuketiyorduk. Bir gun oksururken bali denemek aklima geldi, bogazima ve gogsume surdum uzerini ince bir havlu ile kapatip yattim. Sabah kalktigimda bogaz agrim azalmis ve oksuruk yumusamis hatta bir- iki oksurukle ifrazati attinca oksurukte gecmisti.  O gunden sonra bali sofradan kaldirdim ve 'kiymetlimisssss' edasinda saklamaya basladim. 

Bu yontemi oglumda da denedim. Oksuruklerinde bogazina bal surdum ve sabaha ayni etkileri onda da gorunce bircok kisi ile bunu paylasmaya basladim. Ozellikle ilk dusunulen sey bal yapis yapistir ve gece nasil onunla uyunur? Ama sanilanin aksine surerken krem, pomat ilac surer gibi suruyorum ve uzerini tulbent ya da ince bir havlu ile kapatiyorum. Sabah baldan eser kalmiyor vucut bali emiyor. Hatta cildi de yumusatiyor (: bebek cildi gibi oluyor.

Saglikli gunler,

TT

Icme (!) Suyu


Meslegim ve calisma alanim oldugu icin yazma ihtiyaci hissettim.

Sudan ne bekliyorsunuz? Saglikli su nedir?

Kirecli su sagliksiz degildir aksine RO (ters ozmos) cikisi kirecsiz su sagliksizdir. 

Aritma sistemi icin bunlarin tercihlerini iyi belirlemek lazim.

Espring ve muadili cihazlar karbon filtreleri ile klor ve yan urunlerini, mineral filtreleri ile agir metalleri vs.tutuyorlar. bunlarin bazilari ultrafiltrasyon (UF) filtrelerine sahip olduklarindan microorganizmalar (bakteri ve viruslerin) gecisini engeller ancak sertlik ki bu saglikli suda olmalidir gecisine, iletkenlik vb. parametrelerin gecisine izin verir. UF filtrasyon ile suyun kimyasal yapisi bozulmaz. Sehir sebeke suyunun degerleri ne ise cikis suyuda aynidir. Sert (kirecli) su ise caydanlikta kireclenmeye neden olur. Ancak mikrobiyolojik ve organik kirlilikler bertaraf edilir. Suyun tadi sizi rahatsiz edebilir bunun nedeni suda cozunmus minerallerdir.

RO (ters osmoz) ise sudaki pek cok iyonu, microorganizmalarin hepsini, cozunmus tuzlari alir ve saf suya yakin bir aritma saglar. Ancak icme suyu olarak cokta uygun degildir vucudun su ihtiyaci sadece H2O degildir. Bununla ilgili pekcok makale okuyabilirsiniz.

Iyon degistiriciler su yumusatma sistemleri ise sudan sertligi alir. (Kirecsiz su) ideal bir sistem ise sertlik disinda hicbir deger degismez. Suyun tadi iletkenlikten kaynakli garip gelir. Kullanim suyunda belli oranda bulunmalidir. Aksi takdirde sabun cok kopurur eliniz sabunlu gibi kalir. Icme yonunden sifir sertlik yine cok uygun degildir. Yine bununla ilgili pekcok makale bulabilirsiniz.

Sonuc olarak tam olarak ne istediginize karar vermelisiniz. Tat, kirec bir suyun saglik olup olmamasinin gostergesi degildir. 






18 Şubat 2013 Pazartesi

Oyun grubu ve eglenceli cocuk sarkilari


Bildigim cocuk sarkilari ile bir turlu oglumla eglenceli zaman geciremiyorduk ta ki Atolye Cocuk'a gidene kadar.. Hafta sonlari Iraz Toros'un yonetimindeki ebeveynli (anne ya da baba) cocuklu oyun grubuna devam ediyoruz.

Oyun grubunda bizler de pek cok sey ogreniyoruz. Daha once tehlikeli oldugunu dusunup vermedigim bir nesne ile ne cok vakit gecirip, kontrollu kullanarak kendisine zarar vermedigini aksine (bu benim kanaatim) ozguveninin artigini goruyorum.

Kimi hafta sabun rendeliyorlar, kimi hafta bambu cubuklara kucuk boncuklari gecirmeye calisiyorlar,  kimi hafta ellerinde yapistirici surmeleri gereken alan disinda rast geldikleri yere suruyorlar, hemen hemen her hafta boyalara bulaniyorlar.. Cocuklarda bizde cok egleniyoruz.

Eglenceli ve cocuklarla birlikte soylenecek bir cok sarki ogrendik. T. ile soyluyor dans ediyoruz. Baslar da sadece bakiyordu hatta ilgilenmiyor gibiydi. Ancak zaman icinde katilmaya basladi. Ilk "Ceviz Adam" sarkisinin sonundaki "ha ha ha" bolumune katildi. Cikartabildigi ses ile eslik ediyor olmak onu mutlu ediyor. Simdilerde ise sarkilardaki hareketleri yapmaya basladi, arada sesleri cikartmaya calisiyor aklina yaziyor gibi dikkatle agiz hareketlerimize bakiyor.

Bu sarkilari bilmiyorduk Iraz Toros'a tesekkur ederiz.

Benim gibi cocuk sarkisi bilmeyen annelere belki faydali olur:


  • BES YESIL SISE
-oncelikle bir elin parmaklari tek tek sayilir-
1-2-3-4-5 
-Hem5 parmak hem de haf;ften ritmik olarak beden sallanarak sarkiya baslanir-
5 yesil sise sallaniyor,
5 yesil sise sallaniyor,
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu. -pat yere dustu derken abartili bir sekilde yere eller vurulur-

- Dusen siseyi temsil eden parmak kivrilir ve kalan sise kadar parmakla sarkiya devam edilir.-

4 yesil sise sallaniyor, 
4 yesil sise sallaniyor,
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.

3 yesil sise sallaniyor,
3 yesil sise sallaniyor,
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.

2 yesil sise sallaniyor,
2 yesil sise sallaniyor,
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.

1 yesil sise sallaniyor,
1 yesil sise sallaniyor,
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.
Iclerinden biri 'PAT' yere dustu.

-eller sise kalmadi anlaminda gosterilir ve tersten sayilir-

5-4-3-2-1 kalmadi -tekrar eller kalmadi anlaminda gosterilir ve-

Kalmadi bitti siseler sallanmiyor, kalmadi bitti siseler sallanmiyor -diye sarkiya devam edilir eller birbirine vurularak.-

Bu sarkida tum cocuklar PAT demeyi ya da yapmayi bekliyorlar ve cok egleniyorlar.

  • ORUMCEK
Bak bak bir orumcek duvara cikiyor gizlice, 
- 1 orumcek derken isaret parmagi ile bir yapilir ve eller ile orumcegin duvara tirmanisi gosterilir-
Bak bak bir orumcek duvara cikiyor gizlice,

Tavana variyor aglari oruyor, bir saga bir sola sallaniyor.
- Eller ile aglarin orulmesi gosterilir ve beden bir saga bir sola sallanir.-
Tavana variyor aglari oruyor, bir saga bir sola sallaniyor.

Hazir miyiz?

Sallan Sallan orumcek, yaylan yaylan orumcek -coskulu bir sekilde soylenir.-
Sallan Sallan orumcek, yaylan yaylan orumcek 

Daha yavas

Sal-lan Sal-lan orumcek, yay-lan yay-lan orumcek 
-yavaslatilmis sekilde daha sakin bir ses tonuyla soylenir.-
Sal-lan Sal-lan orumcek, yay-lan yay-lan orumcek

Sallan Sallan orumcek, yaylan yaylan orumcek -coskulu bir sekilde soylenir.-
Sallan Sallan orumcek, yaylan yaylan orumcek 

Bak bak bir yumurcak duvara bakiyor gizlice, 
- 1 orumcek derken isaret parmagi ile bir yapiliyor ve eller ile yumurcagin duvara tirmanisi yapilir.-
Bak bak bir yumurcak duvara bakiyor gizlice,

Duvara cikiyor aglari sokuyor, bir saga bir sola sallaniyor.
- Eller ile aglarin sokulmesi gosterilir ve beden bir saga bir sola sallanir.-
Duvara cikiyor aglari sokuyor, bir saga bir sola sallaniyor.

Hazir miyiz?

Sallan Sallan yumurcak, yaylan yaylan yumurcak -coskulu bir sekilde soylenir.-
Sallan Sallan yumurcak, yaylan yaylan yumurcak 

Daha yavas

Sal-lan Sal-lan yumurcak, yay-lan yay-lan yumurcak 
-yavaslatilmis sekilde daha sakin bir ses tonuyla soylenir.-
Sal-lan Sal-lan yumurcak, yay-lan yay-lan yumurcak

Sallan Sallan yumurcak, yaylan yaylan yumurcak -coskulu bir sekilde soylenir.-
Sallan Sallan yumurcak, yaylan yaylan yumurcak 

* Cocuklar baslarda sallanip yaylaniyor sonra zamanla orumcegin aglari orusunu yapiyorlar parmak uclarina kalkarak.. manzara cok neseli anne- baba- cocuk herkes eglenerek sarki soyluyor.

  • CEVIZ ADAM
Ceviz adam sip- sap- sup
Burnu uzun lu-lu-lu
Kasi keman giy- giy- giy
Saci ruzgar vu-vu-vu
Karni davul gum- gum- gum
Bizlere guler ha-ha-ha 

*Iste T. ha-ha-ha'yi soyluyor ve cok mutlu oluyor, artik elleri ile sip-sap-sup, kasini, sacini karnini gostererek eslik ediyor.-

  • MUZIK ALETLERI
Davul dedi ki "Gezmeye gidecez, gezmeye gidecez"
-karina vurularak biraz kalinca bir ses tonuyla soylenir.-

Keman dedi ki "Beni de goturun, ben de goturun."
-keman caliyormus gibi yapilarak  ince bir ses tonuyla soylenir.-

Piyano dedi ki "Ben de gelecem ben de, ben de gelecem ben de."
-piyonun tuslarina basar gibi yapilarak soylenir.-

Tef dedi ki " Hep birlikte birlikte, hep birlikte birlikte."
-elin biri tefmis gibi digeri ile calinarak soylenir.-

*gruptaki bir cok cocuk gibi T.'de once tef calar gibi ama ellerini tersten vurarak yapmaya basladi. sarkinin orasini bekler oldu (:

Orumcek, Bes yesil sise ve muzik aletleri sarkisini Youtube'dan bulamadigim icin sarkiyi soylerken yapilacaklari yazmaya calistim. Ceviz adam var.  

Biz bu sarkilar ve yazamadigim buna benzer sarkilarla cok egleniyoruz. Birlikte bir seyler yapabilmemin hazzini yasiyoruz.

Herkese bol kahkahali eglenceli gunler dilerim.

Sevgiler,

TT

17 Şubat 2013 Pazar

Organik mevzu uzerine..


Bu siralarda bu konu ile ilgili pek cok konusma oluyor. Ben de kendimce yasadiklarimi anlatmak isterim. Ailemizin 3. T'sinden sonra beslenme seklimizde de degisiklikler yaptik. Basta ona organik gidalar aliyorduk. Sonra organik ya da dogal aldigimiz gidalarin tatlarindaki farkliliklardan sonra 'Biz niye kaliteli beslenmiyoruz?' diyip tum evin mutfak alis- verisini organige cevirdik. 'Pahali mi?' derseniz bizce degil. Migros meyve- sebze alis-verisi ile kafa kafaya geliyor ki cidden degiyor.  Organik urun takintimiz yoktu ancak yavas yavas gorup tatdikca beslenme tercihimiz bu yonde yapmaya basladik. Muzun tadi gercek muzun tadinda, kokusuyla tadiyla bildigimiz muz, belki garip gelecek ama sarimsak halis muhlis Taskopru Sarimsagi kullaniyorum onun bile tadi farkli, kucucuk bir dis bile yetiyor, biz yillar icinde sarimsagin tadini bile unutmusuz.

Mutfak alis-verislerimizi genelde Feneryolu Sabit Pazar'da Mis Gibi Organik'ten ve carsamba gunu Ozgurluk Parki'na kurulan organik pazardan yapiyoruz. Zaman icinde tezgahlari ve markalari tanimaya basladik ve tercihlerimizi bunlara gore yapiyoruz. Hele ki Nadire Hanim, oglumuz icin elleri ile secer ve ne almamiz gerektigine dair bizi yonlendirir. 

En cok genetigi ile oynanan besin maddelerinde, kok bitkilerde (patates- havuc vb.), kuruyemis ve meyvelerde, pekmez ve sut urunlerinde ozellikle organik aliyoruz. Aldigimiz urunlerin raf omurleri cok kisa; yillarca (yaklasik 4 senedir.) kiler dolabinda duran cin misir aynen dururken birkac ay once aldigim misir cam kanavozda bir elime aldim ki kelebeklenmis. Bu bile benim su an dogru tercih yaptigimin gostergesi. Keza irmik, bulgur vs. ayni sekilde bozuluyor. Artik bu tip urunleri buzdolabinda sakliyorum ve tuketecemiz kadar aliyoruz. 





Uzayli anne geliyor kacinnnnn!

T. artik 19 aylik ve hala anne sutu aliyor ve hala rafine seker yemiyor. Bu ikisinin olmasi bile pek cok kisi tarafindan uzayli olarak addedilmeye yetiyor.

Rafine gidalarin ne denli zararli oldugu hala bilinmiyor. Hele ki seker.. tum organlar uzerinde yiprarici etkisi var. Ic yaglanmaya sebep oluyor. Uzak durulmasi gereken gidalarin basinda geliyor. Hatta sekerli meyveler bile ya hic tuketilmemeli ya da kontrollu tuketilmeliymis. Meyve sekeri konusunda cok basarili olamiyorum. Kuru kayisi, kuru uzum, incir vb. delisi bir oglum var, en azindan kontrollu tukettirmeye calisiyorum. 

En cokta bu seker konusuna takigim. Cocuguma seker yedirmemem uzerine nutuklar dinliyorum.' Ne olacak ki?', 'Birgun alisacak!', 'Tatsin cocuk neden mahrum ediyorsun?', 'Biz sizi boyle yetirstirdik, ne olmus?' gibi gibi hepsine cevabim var ama baazen susma hakkimi kullaniyorum. Burada bunu yazma nedenim belki de bu nutuklar! Toplu cevap hakkimi kullaniyorum.

'Ne olacak ki?' kanser olma riskini artiracagim! Evladini tum kotuluklerden korumak isteyen anneler elleri ile cocuklarini zehirliyorlar...

'Birgun alisacak!' birgun bu urunleri tuketecek biliyorum ama aliskanlik yapmamasi icin ben saglam temeller atmaya calisiyorum. Kontrollu tuketmeyi bilsin hatta yeri geldiginde bilincli olarak red etsin. Anne olarak gorevim bu..

'Tatsin cocuk neden mahrum ediyorsun?' Mahrum mu ediyorum? Neden mahrum ediyorum? Bu soruların cevabı basit anneyim ve evladımı koruyorum.

'Biz sizi boyle yetistik, ne olmus?' ne olmus hasta bir nesil daha otuzlu- kirkli yaslarda kanserle bir sekilde tanisiyoruz. 'Kanser hucresi sekeri sever.' her turlu seker hatta meyve sekeri bile suclu!!! Bizi bir sekilde yetistirmisler ama sonuclari gormuyorlar. Neden bu kadar cok vak'a var?


Hatta T.'yi krese baslatmayi dusundugumuz yuva tarafindan bile uzayli ilan edilmistim. 14. -15. ay civari ve gorusmeye gittigimiz yuvanin sahibi ve muduresine menuyu sordum. Normalde 24. aydan sonra hizmet veriyorlar ama talep uzerine 12 ay ustu icinde sinif olusturacaklardi. Olusturulacak sinif icin beslenmeleri ile ilgili hicbir duzenleme olusturulmamisti. Yemekler tuzlu, ara ogunler cikolatali ekmekli, kekli vs.'li oldugunu gorunce az tuzlu hatta tuzsuz yemek yedirdigimi sekeri ise asla vermedigimi soyledigimde karsimda oturan okulun muduresi 'Bunlara alisacak. Eninde sonunda bu cocuk seker yiyecek, seker kotu degil bla bla...' ile baslayip devam eden bir nutuk dinledim. Ben ne bicim bir anne idim. Gittim cocugumun yiyecegi seyleri sorguladim. O an, yuvanin daha iyi olacagini dusunurken, cocugumun bakimina ne yeyip icitgini kontrol edebilecegim yerde evimizde bakici ile devam etmesi gerektigine karar verdim. Sonra bircok kresin, yuvanin hatta anaokulunun menuleri inceledim genel olarak hepsi ayni idi. 

Bu beslenme konusunda yazacak ne cok olay var!! 

Sunu biliyorum ki benim gibi dusunen binlerce UZAYLI ANNE var yanliz degilim, dostuz dunyalilar..

Sevgiler,

TT



11 Şubat 2013 Pazartesi

Disler Geliyorrrr

Dis mevzusu tum annelerin ve babalarin korkulu ruyasidir. Cocugun duzeni bir anda alt ust olur. Aniden yukselen ates, huzursuzluk, burun akintisi, istahsizlik, sik sik uykudan uyanma, ishal vs. gibi kendini gosterebilir. 

Dis cikartmak, kendimi kucucuk bebegimin yerine bile koyamadim, ne buyuk bir acidir. Dusunurken bile beni benden alir, etten kemik cikmaya calisiyor. Bu kadar agir bir vakkayi cocuklar yine iyi atlatiyor.

T.'nin ilk dis ile ilgili huzurluklarinda arastirmaya basladim 'Ne yapabilirim?' diye. Bir cok kisi dis jellerinden vs.'den bahsediyordu. Ama biz 'Daha dogal ne olabilir?' diye arastiriken Facebook'ta annelerin olusturdugu gruba disleri cikmak uzere olan oglumu nasil rahatlatabilecegimi sordum. Gelen cevap kesin ve netti 'Baltic amber teething necklace'. Kehribar kolye oneriliyordu. Bildigimiz kehribar.. Biraz arastirma yapinca cidden bircok ulkede bu kolyeler cocuklarin dis cikartma donemlerinde yogun olarak kullanildigini ogrendim. Ozellikle Almanya, Isvicre ve Avusturya'da. Turkiye'de arastirdim yoktu. Hatta direk kehribar dis kolyesi olarak satiliyordu. Hemen yurtdisindan tedarik edebilecegimiz yollari arastirdik ve o sirada ABD'de olan bir tanidigimizdan istedik. 

Kehribar, bir tas degil bir recine oldugundan ten ile temas ettiginde vucudun isisi ile icindeki antibiyotik ve agri kesici etkiye sahip maddelerin vucuda gecip rahatlattigi soyleniyor. 

Biz kullaniyoruz. Oglumuzun disleri bir cok bebege gore rahat cikti. Hafif bir huzursuz ve sert seyleri yemek istememe disinda bariz bir problem yasamadik. Hatta 17. ayda doktorumuz 'Azi disleri cikartmis, bu cocuk ne buyuk izdirap cekmis, siz farkinda degilsiniz.' demisti. Evet huzursuzdu ama keyifsiz degildi ve biz cocugunu anlayamayan ebeveynler olduk. 

Kolyenin hikmeti ya da degil ama cevremdeki pek cok kisiye oneriyorum.

Inci gibi disleri olsun (:

Sevgiler,

TT

Anne adaylarina ilave ihtiyac listesi


Dogum icin hazirlanirken en cok ihtiyacim tecrubeli bir anne tarafindan hazirlanmis bir ihtiyac listesi idi. Agbimin 4 yil once dogum yapmis tecrubeli anne E. ve kitaplarin isiginda bir alis-veris yapmistim. Aldiklarimin bir kismi can simidi oldu, bir kismi eksik kaldi. Hic kullanmadigimsa olmadi.


Benden yaklasik 6 ay sonra dogum yapacak arkadasimin istegi ile ona bu listeyi hazirlamistim. Daha sonra hamile olan bircok arkadasimla listeyi paylastim. Bu liste klasik bebek alis-verisi ihtiyac listesine ilavelerim ya da kendimce olmazsa olmazlarim. Klasik body, tulum vs. yazmadim.
Anne adaylarina tavsiyem hicbirseyi 'dogumdan sonra da alirim' amann demeyin, ben dedim. Olmuyor, 'ha' deyince disari cikilmiyor.

1. Gogus kalkani- Avent (Bu urun baslarda gogus ucunun yara olmasini engeliyor, bence super bir bulus (: )

2. Silikon meme ucu- Avent (Ilk basta meme ucun bebegin emmebilmesi icin yeterli olamayabilir, hazirda bulunsun.. cok ise yariyor. )

3. Gogus ucu icin krem- Lansinoh (Bu urunu son bir ay gogus ucuna surmeye baslayin, bana kuzenim soylemisti sanirim faydasini gordum, gogusumde catlak vs. cok olmadi.)

4. Gogus ucu cikarici- (Bunu almadim ve sikinti yasadim, tavsiyem  onceden kullanmaya baslayin 2 cesidi var Lansinoh'nun vakum gibi olani kullanisli gibi fiyati uygun olan, bir de pahali enjektore benzeyen var o cok kullanisli degil)

5. Emzirme sutyeni- En az 2-3 adet olsun.. (M&S'ten ikili almistim siyah ve beyaz olanlardan)

6. Ic camasiri- Yuksek bel tercih edin. (M&S'ten 42 beden yuksek bel almistim, sezeryan dikislerini rahatsiz etmiyor)

7. Emzirme yastigi (Bel cevresinden destek alan cinslerden inanilmaz faydali bir urun)

8. Gogus pedi - (Pahali ama en iyisi Lansinoh)

9. Gogus pompasi - (Avent alacaktim almadim. Dogumdan sonra da alsam olur dedim ve ihmalkar davrandim. Forumlarda Avent ve Medela basabas geliyor. Ben de ucuz olani tercih edip medela almistim. Memnunum tek kotu yani cantasi yok) (Cift pompalilar daha cok oneriliyor, ozellikle calisma hayatina donecek anneler icin)

10. Agiz bezleri-- bol bol  (Mermersahtan ya da pazenden)

11. Onluk -(Yeni dogan bebekte gerekmez gibi geliyor ama cok kullaniliyor. Basta 5 onlugum vardi yetmedi haftasina Mothercare'den 5'li set almistik.)

12. Alt acma - Kumas olanlardan da en 3-4 tane olsun.( Benim 4 tane vardi ve annem almak ve yapmak istedikce anneme tuhaf gozlerle bakiyordum alt acma ile 'Ne yapacagiz, bu kadar alt acmayi' diyordum ama T. bir gunde hepsini birden kirletti.)

13. Pazen battaniyeler- Cok ise yariyor tavsiye ederim (Genelde anneler hazirliyor ama hazirda satiliyor.)

14. Emzik- Avent (Yeni dogan icin olani cekmecenizde bulunsun.  1. aydan sonra kullanabilme ihtimaline karsi hazirlik)

16. Emzirme onlugu- (Bunu bastan neden almadim dedigim bir urun)

17. Sut saklama poseti (Lansinoh hazirda bulunsun)

18. Pisik kremi "desitin" (Cidden cok iyi bir urun)

19. Sling- Yeni dogan icin en uygunu wrap sling (wrap sling* kesinlikle tavsiye ederim hala da kullaniyorum.)

20. Puset Sinekligi- (Yazin cok ise yariyor.)


Basta da yazdigim gibi bu liste klasik listenize ilave olarak hazirladim. Zamaninda benim icin gereksiz olan seyler kullanirken en gereklilerim oldu.

Umarim faydali olur (:

Sevgiler,

TT





3. T Hayatimizda

Annelik dunyanin en cilgin olayi..

9 ay boyunca vucudunuzla ve ruhumuzla bambaska bir size donusuyorsunuz. Hormonlar isbasinda sizi baskalastiriyor.

Eve geldigimiz ilk gunler evcilik gibi geldi. Bebegimizle ilgilenmek onu emzirmek, uyutmak rutinlesen bir hal aldi. 2 saatte bir emzirmeye calis yok emdi, emmedi, gazini cikart, uyut, 'tam oh' demeye hazirlanirken diger emzirme seansinin saati gelsin. Ilk 1 hafta 10 gun tum ev bu kisir dongu ile yasarken.. Bir sabah gozlerimi actim ve minik misafirimin aslinda misafir olmadigini benim bir parcam oldugunu algiladigim an garip bir korku ve bir agirlik hissettim. Artik kendimle birlikte dusunmem gereken bir can vardi. Kendim icin ne yaparsam artik oncelikle onu dusunmeli idim. Kendimi alip kapiyi vurup kendi basima gidemezdim, gideceksem onunla gitmeliydim. Cami acip kendimi atamazdim, onu arkamda birakamazdim. Ben artik bu oyundan cikmak istiyorum, diyemezdim. Kafa seslerim bir anda bunlara benzer fantastik orneklerle hep bir agizdan konusmaya basladilar.. Bense artik sunu biliyordum ki "Ben artik tek degilim".. Kendimle birlikte dusunmem gereken bir can vardi. Her attigim adimda dusunmem gereken bir ben bir de benden otem vardi. Dusunceler iyi- kotu arasinda gidip gelirken, korkular, endiseler, mutluluklar, kaygilar hepsi bir arada garip haller yasarken, bu gel-gitler arasinda bir bebek aglamasiyla  'benim istedigim bu degilmis, bu annelik hic bana gore degilmis' diye evin icinde dolasmalar, kucaginda mucizene bakip 'iyi ki dogdun' demeler..

Garip ruh halleri.. Saniselerle degisen duygular..

Iste benim lohusalik hallerim boyleydi. Lohusa kadin, deli kadindir.

Bosuna eskiler yanliz birakmazmis (:

Sevgiler,

TT

Not: Elif Safak- Siyah Sut hamilelik oncesi okunmasi gereken basucu kitabi 'Beni neler bekliyor?' sorusunun cevabi.

3. T'nin Dogum Hikayesi

Esimin ve benim isimlerimiz T ile basliyor ve soyadimizda T'li olunca ailemize katilmaya hazirlanan minik Balik'imizinda isminin T ile baslamasi kacinilmazdi.

Aylarca suren hummali arayislarla isim alternatiflerimizi 3'e kadar indirmistik ama bir turlu karar veremiyorduk. Dogum sancilari cekerken, hastane koridorlarinda dolasirken isim hakkinda konusuyorduk. En son isim alternatifimizi 2'ye indirmistik ve normal dogum olursa anlami karanliktan gelen isik olan Tardu, sezeryan olursa diger alternatifimiz olsun diyerek beklemeye basladik.

Balik'im 14 saatlik sancinin ardindan gelmeye karar verdi ama bir turlu kanala giremedi, suyum geldi ve  1 saat icinde ameliyathane hazirlandi. Epidurali beklerken kendimi kurbanlik koyun kadar caresiz hissediyordum ve titriyordum, bu korkuyla karisik heyecandan miydi? Soguktan miydi? bugun bile bilmiyorum.

Anestezi uzmaninin 'sakin olun ve kimildamayin'a benzer sozlerini hayal meyal hatirliyorum. O anda sanirim istesemde hareket edemezdim. Ameliyathanenin kapisinda 'akli olan dogurmazzz' diye soylenen ben sakin sakin oturuyordum ve gozlerim esimi ariyordu. Sancilarim duzene girmemisti ve suyum geldikten sonra inanilmaz bir aci hissediyordum. Balik'im fikir fikirdi ve her  hareketini hissediyordum. Aci esigi yuksek olan ben iste o zaman 'akli olan dogurmaz' diyordum.  Ameliyathaneye girdikten sonra ise bilinmezligin verdigi sukunetle bekliyordum. Doktorlar ise hic durmadan konusup kendi aralarinda muhabbet ettiler ve 2012 yaz tatillerini planladilar ben yoktum sanki..

Sonrasinda kestiler, bictiler ve kuzucuma kavustum. Gogsume verdiler Balik'imi gorunce goz yaslarima hakim olamadim. Anne-Baba- Cocuk artik gercek bir aile idik (: Ilk ten temasimiz soguk ameliyathanede simsicacik oldu. Sonra baba-ogul ciktilar.. Bense bicildikten sonra dikilmeyi bekledim.

Mudahalesiz dogum yapmak istiyordum. Bu dogal yollarla bebegime kavusmanin yani sira sezeryan sirasinda kesilme fikrinin beni urkutuyordu. Cok sukur  diger korkularim dillendiremediklerim basima gelmeden ogluma kavustum.

Ailemizin 3. T'si Tardu olamadi ama isimlerimizle uyumlu basindan beri hep gundemimizde olan baska bir T'li ismi aldi. 

Sevgiler,

TT